“Tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum.” ( Necip Fazıl Kısakürek – Reis Bey )
Bırakın görüntü açılarını, kurguyu, sanat mı yoksa gişe film mi gibi soruları. Boş işlerle uğraşan boş beyinleri tartışmayın bile. Orta da gerçek bir anlatım ve tabi ki Haluk Kurtoğlu’nun muhteşem oyunculuğu var. Reis Bey, Necip Fazıl’ın ölümsüz tiyatro eserinin sinemaya Mesut Uçakan uyarlaması yapmış. İyi de yapmış. Film bir görsel şölen sunmuyor gerekte yok zaten, ama senaryo ve müziklerle iç parçalayan bir sonuç çıkıyor.
Eğer izlemediyseniz hemen aramaya başlamalısınız eğer izlediyseniz tekrar izlemenizi ve Edebiyat ne demek sağlamasını yapın derim. Bugünlerde çıkan aptal, abaza aşk filmlerinden değil (Issız Adam). Dopdolu bir ağlamak filmi. İçinde geçen cümleleri not almamak için kendinizi zor tutacağınız bir film. Aslında tekrarı ve daha uzunu çekilebilir ama oyunculuğun tekrar olacağını hiç sanmıyorum.O samimiyet bence bütün ödülleri layık gösteriyor Haluk Kurtoğlu’na. Yiğiti öldür hakkını yeme. Bugünlerde ortalıkta yiğit cesetleri varken hala yeni çağ Türk filmlerindeki sapıklık gözle görülüyor ve kimse şikayetçi değil bu durumdan herkeste bir ahmak tavır. Zavallı ülkemin zavallı sinema eleştirmenleri bu kadar korkalık etmeseniz daha faydalı işlerin altına imzalar atılırdı ama cesur olmaktan korkuyorsunuz. Eğer bir filmi izlerken film izlediğinizi unutuyorsanız o film zaten güzeldir. Ama Necip Fazıl’ın bu eserindeki gibi kendinizi içinde hissediyorsanız yönetmen kendi ölümsüzlüğünü ilan etmiş sayılır. Bu şu demek oluyor; 25 yıl sonra bile hala bu adamın filmi diye söylenmesi. Filmdeki şahane edebi ve felsefi cümleleri hatırlatmadan olmaz.Bazı replikler; “Buz çölünde yol alıyorsunuz.. “Ağladıkça anlıyorum.. ” Savcı bey beni eski anlayış ve prensiplerimle mahkum ettirmek istiyorlarsa ben zaten onun mahkumuyum..”
——————————————————————–
Necip Fazıl KISAKÜREK’in ‘REiS BEY’ isimli tiyatro eserinin Mesut UÇAKAN yönetmenliği ile sinemaya uyarlanmiş hali…
Reis Bey, görevinde hiç taviz vermeyen kanunlara son derece bağlı ve kararlarında acımasız bir hakimdir. Sanıkların suçlu olduğuna kanaat getirirse, onları idam sehpasına göndermekten çekinmeyen Reis Bey’in hayatı bir katil zanlısıyla ilgili dava sonucu değişir. Tüm deliller, mahkemeye gelen zanlının suçlu olduğunu göstermektedir ve Reis Bey, onu da idam ettirecektir. Sanık, her ne kadar suçsuz olduğunu iddia etse de, “Merhamet” diye yalvarsa da Reis Bey, kararını verir ve adam, idam edilir. Daha sonra, sanığın suçsuz olduğu anlaşılır. Görevi bırakan Reis Bey, artık hayatını merhamet duygusunun yaygınlaşmasına adamıştır. Belalı insanların bulunduğu bir kahvede insanlara merhameti anlatır. Herkes, Reis Bey’e büyük saygı göstermektedir. Bir gün, bir polis baskını sırasında orada bulunanlardan biri, yanındaki uyuşturucuyu hakimin cebine saklar ve hakim yakalanır. Reis Bey, yıllarca hakim koltuğunda oturduğu mahkemede bir iftira sonucu artık bir sanık olarak yer alacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder